21 Eylül 2010 Salı

Irkçılık, Milliyetçilik ve Yurtseverlik ile İlgili Sözler

Türkiye’deki solun başlıca zaaflarından biri de enternasyonalizmi özümseyememesi, milliyetçilik virüsünden kurtulamamasıdır. Enternasyonalist olmayan bir sol, sol değildir. Nitekim dünya sosyalist hareketinin yozlaşmasının başlıca nedenlerinden biri de enternasyonalizmden uzaklaşmasıdır…(s.26)


Toplumun hemen her kesiminin, özellikle emekçilerin, cinayetlere duyarsız kalacak ölçüde milliyetçiliği benimsemesi, toplumsal bir paranoyanın yaşandığının belirtisidir.(s.52)



Kapitalizmin egemen sistem olarak inşası esnasında ezilen-sömürülenleri düzene entegre etmekte temel harç olarak kullanılan yurtseverlik, o gün olduğu gibi bugün de farklı uluslardan ezilen-sömürülenlerin çıkarlarını birbirinden ayrıştırmakta ve sınıfsız, eşit ve özgür bir gelecek hedefinde birleşebilmelerini engelleyen bir unsur olarak bölücü işlevini sürdürmektedir. Ve burjuva patentli bu kavram siyasal bir tutum olarak devrimci hareketin saflarında da kendisine yer bulmakta, devrimci çevreleri ve etki alanlarını ideolojik ve politik bakımdan devrimcilerin kendi eli ile zehirlemektedir.(s.37)



İşte siyasal ve sınıfsal kökleri itibariyle burjuva kavramlar olan ulus devlet, yurtseverlik, vatanseverlik, ulusal savunma-anayurdun savunulması, ulusal bağımsızlık gibi argümanların bu coğrafyanın solunun siyaset yöntemine ve diline pelesenk olması, onu burjuva siyasetin ve burjuva demokrasisinin ekseninde tutmakta, bu durum ise kapitalizme nefes aldıracak yeni refleksler kazanmasına hizmet etmektedir.(s.44)

Yurt, vatan denilen şey, egemenlerin sermaye birikimlerinden, kasalarından başka bir şey değildir. Yurt sevgisi ya da yurtseverlik denen şey, burjuvazinin bizleri diğer ulusların burjuvazisine göre daha rahat sömürdüğü ve bu sömürüsüne hukuki ve zor meşruiyeti kazandırdığı alana, ulusal sınırlarla belirlenmiş bir toprak parçasına duyduğumuz mistik, ilahi, uhrevi bir bağımlılıktan başka bir şey değildir… Ve çok kolay bir şekilde gösterileceği gibi yurtseverlik/vatanseverlik uğruna feda edeceğimiz herhangi bir şey ya da her şey egemenin/sermayenin kendisini yeniden üretmesinden ya da onun kasasının dolmasından başka bir işe yaramamaktadır. Yani amiyane bir tabirle, şehit ya da gazi olmaktan sen nasıl bir haz alırsın bilinmez ama ‘’onların’’ gözünde her zaman ‘’niyazi’’sindir(s.11)



Ulusalcılık sosyalizm için bir turnusol işlevi görür; ulusalcı/milliyetçi isen sosyalist olamazsın…(s.14 ) Ezen ulus milliyetçiliği ile ezilen ulus milliyetçiliği arasında sonuç itibariyle ideolojik bir fark yoktur. Her ikisi de bir burjuva hareketidir, her ikisi de sermaye, kapitalizm ve emperyalizmin sürdürülmesine hizmet etmektedir.(s.15) Ulusalcı diye niteleyeceğimiz hiçbir şey sol ya da sosyalist değildir, Türk, Kürt fark etmez…!(s.15)(Milliyetçilik, Yurtseverlik ve Sol- Fikret Başkaya)








Bir insanın ülkesini sevmesi takdir edilecek bir şey. Ama sevgi neden sınırda bitmek zorunda? - Pablo Casals



Millet, ataları hakkındaki sanrıyla ve komşularına karşı ortak nefretle birleşmiş toplumdur. - William Inge


Milliyetçilik çocuksu bir hastalık. İnsanlığın kızamığı. - Albert Einstein


Dünyanın uzayda ufacık bir nokta olduğunu gördükten sonra, milliyetçiliğin en aşırı çeşitlerinin nasıl hala ayakta durabildiğini anlayabilmek kolay değil. - Arthur C. Clarke


Gorbacov'a eğer aniden başka bir gezegenden dünyaya bir tehdit gelseydi bu toplantılarda işimizin ne kadar kolay olacağını söylemekten kendimi alamadım. Bir kez daha bu dünyada beraberce insan olduğumuzu hatırladık. - Ronald Reagan



Bütün savaşlar iç savaştır çünkü bütün insanlar kardeştir. Her kişi, insan ırkına, doğduğu ülkeye olan borcundan sonsuz daha fazla borçludur. - Francois Fenelon




Irkçılık cahilin sığınağıdır. Bölmek ve yok etmek ister. Özgürlüğün düşmanıdır ve kafaya kafaya çarpışıp yok edilmeyi hak eder. - Pierre Berton



Milliyetçilik, bayım, şerefsiz bir politikacının son sığınağıdır. - Samuel Johnson



Gerçek uygarlık, herkesin diğerine kendisi için istediği her hakkı vermesidir. - Robert Ingersoll

Geleneksel milliyetçilik, atomun fisyonunundan kurtulamaz. Ya tek dünya! Ya da hiç - Stuart Chase



Efendiler, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşünüşte yükselip olgunlaşması, Hıristiyanlıktan, Müslümanlıktan, Budizm’den vazgeçerek yalınlaştırılmış ve herkes için anlaşılacak bir duruma getirilmiş katkısız ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiye değin, kavgalar, pislikler, kaba istek ve iştahlar arasında bir aşağılık yerde yaşadıklarını kabul ederek, bütün gövdeleri ve akılları ağılayan yangı tohumlarını yenmeye karar vermesi gibi koşulların gerçekleşmesini gerektiren “Birleşik Dünya Devleti” kurma düşünün tatlı olduğunu yadsıyacak değiliz.-M.K.Atatürk

Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve onların yerini, milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk ayrıcalığı gözetmeyen yeni bir uyum ve işbirliği çağı alacaktır. – M. K. Atatürk



"Zaman süratle ilerliyor. Milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümlerin geldiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişmesini inkar etmek olur."



"Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır.’’M.K. Atatürk



''Her ne kadar oldukça güçlü egoistler olsak da, birçoğumuz, milliyetçiliğin daha çok vazgeçmek zorunda olduğumuz bir ahlaksızlık olduğunu görmeye başladı.Her birimiz yeni korkunç saldırı silahlarıyla tehdit ediliyoruz ve bu, uluslar arasında barış için uzun zamana ihtiyaç olduğunu gösteriyor.''(Erwin Schrödinger-1945)



"Ne ırkçılık, ne de din eskisi gibi işlememeye başladı. Dünya'yı tek bir organizma olarak gören yeni bir bilinç gelişti ve bu bilinç fark etti ki, savaş içindeki her organizma kendi kendini yok eder." Carl Sagan





Benim ne ırk önyargım var, ne sınıf önyargım var, ne de din önyargım var. Tek umursadığım, kişinin insan olması ve bu benim için yeterli.( Mark Twain)




Vatanseverliği insan ırkının aklından silmedikçe asla sessiz bir dünyamız olmayacak. - George Bernard Shaw





Hakikâte yalnız bir yoldan gidilir; fakat ondan uzaklaştıran yol, binlercedir!



Doğrular, gerçekler ne kadar engellense de er geç yollarını bulurlar!



İnsanın yalnız gerçeğin ne olduğunu bilmesi yeterli değildir doğruyu istemesi ve yapması da gereklidir!



Filozoflar bugüne kadar dünyayı sadece yorumlamakla yetindiler oysa önemli olan onu değiştirmektir!



Hep sanıldığı ve söylenildiği gibi sosyalizm ve komünizm bitmiş değildir!



Toplum yapılarının tarihsel gelişimine ve evrelerine bakıldığında toplumsal değişimin, gelişimin, sosyalizmin ve komünizmin bir zorunluluk olduğu görülür. Kapitalizm ve milli devletler tarihsel bir evredir, er ya da geç çökecektir!



Dinleri, etnik kimlikleri, dinciliği, ırkçılığı, milliyetçiliği, cinsiyetçiliği reddeden, bunlar uğruna çatışma ve savaşı reddeden tek ideoloji sosyalizm ve devamı olan komünizmdir!



Yaşanılan toprakları mülk olarak görmek kapitalist mülkiyet anlayışının ve alışkanlığının bir sonucu ve gereğidir. Ancak, kapitalizmle birlikte bu anlayış da kalkacaktır.



Bu evreden sonra gelecek olan sosyalizmdir! Ancak bundan sadece yanlışıyla eksiğiyle bir ilk deneme olan Sovyet sosyalizmi anlaşılmamalı, belki de binlerce yıl sonra ulaşılabilecek farklı, kansız, baskısız, geleceğin koşullarına ve gereklerine uyan gelişmiş bir dünya sosyalizmi anlaşılmalı.



Bunu gerçekleştirecek olan ise insanlardır, emekçilerdir!



Emekçilerin, ezilenlerin, sömürülenlerin, kadınların kurtuluşu kendi eserleri olacaktır!



Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber, ya hiç birimiz!



Bir tek kişi dünyada fark yaratabilir!



Bütün dünya yanlış, bir tek sen doğru olabilirsin...Sen yoksan çok eksiğiz!



Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil!(Konfüçyüs)



Bir insan, başkalarına, sadece yaptıklarıyla değil; yapmadıklarıyla da zarar verir!



Doğru yolu görüp de gitmemek var ya işte bu korkaklıktır



Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa!



Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir ama hak ve özgürlüklerine saygı göstermek zorundadır!



Devletin dini olamayacağı gibi milliyeti de olamaz!



Etnik kimlikleri savunmak, onlarla övünmek, sosyalistlik değil milliyetçilik, ırkçılıktır!



Sosyalistlik etnik mücadeleyle olmaz, ezilenlerin, emekçilerin sınıfsal mücadelesiyle olur.



Etnik baskıya tepki etnik kimliklere özgürlük istemekle değil, tüm dinsel ve etnik kimliklerin kaldırılması için mücadele etmekle, tüm emekçilerin kapitalizme ve milli devletlere karşı mücadelesiyle olur.



‘’İnsan’’ olabilmek için tüm dinsel ve etnik kimliklere ve savaşımlara hayır!



Irkçılığa, milliyetçiliğe, çatışmaya, savaşa, şiddete hayır!



Benim uğruna savaşacak bir ülkem yok; benim ülkem dünya, ve dünya vatandaşıyım. - Eugene V. Debs



Yurtta barış, dünyada barış!(M. K. Atatürk)



Dünyanın tüm emekçileri birleşin, dünyayı değiştirmek için!(K. Marks)



Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine!(Nazım Hikmet)



Dincilik dinciliği, milliyetçilik milliyetçiliği, insanlık insanlığı doğurur!



NE MUTLU İNSANIM DİYENE!

KADINLARDAN SAVAŞA KARŞI SÖZLER

Türkan Saylan: Biz kadınlar, bu güzel ülkede terörsüz, şiddetten uzak, farklılıklarımızla barışık, elele, yürek yüreğe yaşamın sağlanmasına öncülük etmeliyiz, edeceğiz de!..

Sırma Evcan: Kadınların "kan"la "bayrak"la başlayıp biten eylem ve söyleme karşı tavizsiz duruşu, çıkar oyunlarını mutlaka bozacaktır.

Şükran Soner: Emperyalizmin çıkarları adına, ırklar-dinler üzerinden kurulan savaş tuzaklarını kıralım.


Nur Ger: Bilelim ki, savaşınca silah ticareti yapanlara, barış içinde yaşarken insanlığa hizmet ediyoruz.


İpek İlkkaracan: Savaş kararlarını zenginler ve iktidar sahipleri alırlar; birbirlerini öldürenler ise yoksullar ve iktidardan uzak olanlardır. Savaşta en baştan kazanacağı kesin olan tek mutlak galip ise silah firmalarıdır. Silah firması sahibi değilseniz, hatta yoksulsanız savaşa gitmeyin; nasıl olsa zenginler de gitmeyecekleri için savaş da çıkmaz.

Pınar İlkkaracan: Savaş güçsüzlerin ve korkakların işidir, barış ise güç ve cesarettir.

Gönül Dinçer: Asker doğulmaz; militarist dil ve kültür, kadınları ve erkekleriyle tüm milleti asker yapabilir.

Ayşe Erzan: Savaş, terörü devlet eliyle yaygınlaştırmaktan başka bir anlama gelmiyor.

Müge İplikçi: Eskiden savaş insan doğası için bir gereksinimdi, barışsa nihai bir amaç; şimdilerde insanlığın gereksinim duyduğu barış oldu, amaç ise savaş...

Selma Acuner: Savaşarak barış kandırmacasına yeter! Silahların kanlı barışını değil, insanlığın ‘akil’ barışını istiyorum.


Aynur Doğan: Barış kendisini ötekinin yerine koyabilmek, empati kurabilmektir


Ayşe Buğra: Barışı korumak için savaşa yol açan iki unsuru iyi tanımak gerekiyor: Sorunlara siyasi çözüm üretemeyen siyasetçilerin beceriksizliği ve savaştan yarar sağlamayı uman zümrelerin kendi çıkarlarını ulusal çıkarlarla özdeşmiş gibi gösterebilme becerileri.

Fethiye Çetin: Barış hakkı; bünyesinde yaşama hakkını, şiddete, silahlanmaya, savaşa karşı çıkma ve vicdani red hakkını da barındıran bir insan hakkıdır, bütün haklar gibi kullanıldıkça ve paylaşıldıkça çoğalır.


Pınar Kür: Barış, savaş karşıtı bir kavram değildir. Barış, savaş öncesi bir umut, savaş sonrası bir özlem değildir. Su gibi, hava gibi, gülmek gibi yaşamsal bir ihtiyaçtır.

Adalet Dinamit: Unutmamalı ve unutturmamalıdır ki, savaş her zaman yıkım, acı, yoksulluk ve ölüm getiren büyük bir insanlık suçudur. Barış ise herkesin talep edebileceği temel bir insan hakkıdır.

Alin Taşçıyan: Herodot "Barış zamanı oğullar babalarını, savaş zamanı babalar oğullarını gömer" diye yazdı; Benjamin Franklin "Savaşın iyisi, barışın kötüsü olmamıştır asla" dedi; Picasso "Guernica"yı yaptı; John Lennon "Barışa bir şans verin" diye şarkı söyledi; savaş çığırtkanlığı yapmak, savaşın gerekliliğini tartışmak ancak cahillere, vicdansızlara, insafsızlara özgüdür.

Sezen Aksu: Bir bilgenin sözünü aktarmak istiyorum: “Göze göz, dünyayı kör eder.” Mahatma Gandhi

Gülriz Sururi: Barış içinde yaşamak için akıl savaşı vermek gerektiğini unutalı çok oldu.


Aynur Doğan: Barış kendisini ötekinin yerine koyabilmek, empati kurabilmektir

Ayşe Kulin: Asırlardır iç içe yaşayan Türk ve Kürt kardeşlerim, yaşama sevinci yerine ölüm acısını paylaşmak niye? Milyonlarca cana mal olan dünya savaşlarını yaşayanlar dahi sonuçta çareyi barışta buldularsa, biz çok geç olmadan bir kez daha düşünelim! Dönüşü olmayan tek yol ölüm.


Ayşe Hür: Anlamak için dinlemek gerek. Mitralyöz ve bomba sesleri arasında birbirimizi duyamayız.

Şirin Payzın: Vatanseverlikle vatan hainliği damgası arasına sıkıştırılmış bütün insanlar! Bir durup düşünün; kimin için, ne için kavga ediyoruz? Günün sonunda hepimiz insan değil miyiz? Aynı acılarla aynı sevinçlerle yoğrulan. Durup bir dakika düşünme zamanı: Nerede yanlış yaptık?


Şirin Tekeli: Diplomasisinin temel ilkesi “yurtta sulh, cihanda sulh” olan, bu sayede elli yıl boyunca (1923-1974) komşularıyla barış içinde yaşamış bir cumhuriyette tüm kadınları milliyetçi savaş kışkırtmacılığına karşı direnmeye ve barıştan yana tavır almaya çağırıyorum.

Suzan Samancı: Barışı istemeyenler karanlığı isteyenlerdir; aydınlık günler adına vazgeçilmez bir ön koşul olmalı barış! Eşitliğin ve denkliğin olduğu yerde savaşın barınması mümkün değil.




Selçuk Esenbel: Gençleri ölüme yollayan yaşlı erkekler, küresel güç odaklarının oyuncakları...


Zeynep Tanbay: Erkeklerin silahlarına, yumruklarına, savaş kararlarına değil, gözyaşlarına ihtiyacımız var barış için... Onlar en son ağladıklarında üç yaşındaydılar!


Reyhan Yalçındağ: Yitirdiğimiz her bir canla, eksiliyor insanlığımız. Yarın çocuklarımızın yüzüne utanmadan bakabilmek için, insanca yaşam için tüm gücümüzü insanlık ailesinin en büyük erdemi olan barış için harcayalım...


Melek Ulagay Taylan: Hiçbir çocuk elinde silahla doğmaz. Gelecek, gençlerimiz ellerindeki silahlardan kurtulduğu an başlayacak.


Nebahat Akkoç: Bizim çocuklarımız birbirini öldürüyor. Biri şehit olurken, diğeri katil oluyor. Oysa bütün ölümler bizim canımızı yakıyor.

Perihan Mağden: Annelerin bugün haykırması gereken cümle, ‘Benim hiçbir savaşa göndereceğim çocuğum yok’ cümlesidir.

Zeynep Oral: “Ya bendensin ya düşmandan” demeden; “kim başlattı” hesaplarına girmeden; intikam, öç aramadan, “Ama”sız, şartsız, koşulsuz, bundan böyle bir tek çocuğun bile ölmeyeceği yolları yaratmak inanın elimizde; yeter ki isteyelim!

Meral Tamer: Yeryüzünde insanın evladından daha kıymetli bir toprak parçası olabilir mi? Hiçbir annenin, ölmeye ya da öldürülmeye göndereceği evladı yoktur. Savaş kolay; zor olan barış. Barış istiyorum, bütün kadınlar adına... Acilen, hemen şimdi!


Nilüfer Tekin: Dincilik dinciliği, milliyetçilik milliyetçiliği, insanlık insanlığı doğurur…NE MUTLU İNSANIM DİYENE

www.vakitgeldi.org sitesi üzerinden siz de kendi barış cümlenizi herkese duyurabilirsiniz.